"Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır" anlayışındakilere mi?
Şubat başında (tam da Türk Tabipleri Birliği yöneticileri gözaltındayken) yapılan bir haberde, sınırda görev yapan hekimlerden birinin: “Burada söz konusu vatansa gerisi teferruattır” dediği aktarılıyordu. Can değeri peşinde, her bir uzvun iç düzenindeki mikroskobik teferruata, ufak bir sinir seğirmesinin bize söyleyebileceklerini anlamaya ömürler yatıran bir meslekten söz ediyoruz.
“MEVZUBAHİS VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR.”
"15 TEMMUZ'DA TÜRK MİLLETİNİN HER EVLADI ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ UĞRUNDA CANINI ORTAYA KOYMUŞTUR"
Orgeneral Akar, 15 Temmuz günü yaşanan ni hatırlattığı mesajında, şunları kaydetti: "Kahraman Gazilerimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin mensupları olarak, bayraklaşan kutsal vatan toprağına düşerken şanlı sancağımızı bükülmez bilekleriyle arşa kaldıran her şehidin; bu toprakları Türk milletinin yurdu yaptığını; milletimizin namus ve haysiyeti uğrunda, devletimizin bekası için, varlığımız, birliğimiz ve kardeşliğimiz yolunda uzuvlarını kutsal vatan topraklarına emanet eden fedakâr gazilerimizin, köklü devletimizin temellerine en sağlam ve en kıymetli harcı kattıklarını asla akıldan çıkarmayacağız. Asil milletimiz; tarihin her döneminde vatansever Türk ordusu ve onun fedakâr mensupları ile şerefli üniformanın ardına gizlenmek isteyen hainleri büyük bir ferasetle her zaman ayırt etmiştir. Peygamber ocağı milli ordumuzun kahraman mensupları; tarihi boyunca vatanı, bayrağı, devleti ve istikbali uğruna canını feda ederek hain emellerin karşısına sıra dağlar gibi dikilmekte zerre kadar tereddüt etmemiştir. Üzerinde huzur ve güvenlik içinde yaşadığımız cennet vatanımız, şehit ve gazilerimizin kahramanlıkları sayesinde bizlere miras kalmıştır. Bu asil gerçeği hakkıyla bilen Aziz Türk milleti, yurdunu canından yüce sayarak şehitlik makamı ve gazilik mertebesine ulaşan öz evladı askerine sevgi, saygı ve şükran duygularıyla bağlanmıştır. Gazilerimizin yazdığı cesaret ve kahramanlık destanları; onların şerefli isimlerini, milletimizin hafızasına kazımıştır. Vatanın bütünlüğü, milletin selameti, varlık ve birlik mücadelemizde kahraman gazilerimizden aldığımız ilhamla, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da karşılaşacağımız bütün tehditleri bertaraf edeceğiz. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi, milletimizin her ferdi 'Ya istiklal, ya ölüm!' anlayışıyla, zor günlerde devletimizin imdadına koşmuştur. Son zamanlarda yoğunlaşan terörist faaliyetlerde, özellikle 15 Temmuz'da milletimizin demir yumruğu altında ezilen ihanet girişimleri ve aralarında işbirliği yapan bütün terör şebekelerinin hain saldırılarında, bir kere daha gördüğümüz üzere, Türk milletinin her evladı asker, polis, sivil demeden 'Mevzubahis olan vatan ise, gerisi teferruattır.' anlayışı içinde varlığımız, birliğimiz, kardeşliğimiz, vatanımız, bayrağımız ve özgürlüğümüz uğrunda hiç çekinmeden canını ortaya koymuştur"
"MEHMETÇİK 'GAZİ' UNVANINI TAŞIMAYI ANASININ AK SÜTÜ GİBİ HAK ETMİŞTİR"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mehmetçik'in tarih boyunca sergilediğini belirttiği destansı kahramanlıklarla 'Gazi' unvanını taşımayı hak ettiğini vurgulayan Akar, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları ve Fedakârlık Timsali Kahraman Gazilerimiz, Devletimizin kurucusu Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e 'Mareşal' rütbesi ve 'Gazi' unvanının verilişinin 95’inci yıl dönümünde; vatanımızın bölünmez bütünlüğü, devletimizin bekası ve milletimizin birliği uğrunda, bayraklaşan vatan coğrafyasının dört köşesinden çıkarak vatan sevgisi, kader ve silah arkadaşlığı duygusu ile kenetlenen; üstün bir cesaret ve feragat timsali sergileyerek canlarını ortaya koyan, liğe niyet eden ve lik rütbesine yükselen kahraman gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum. Şehitlik makamı ve gazilik nişanı, Türk milletinin kültürel değerleri içinde en yüce rütbelerden sayılmıştır. Analar, kınalı evlatlarını cepheye uğurlarken 'Haydi yavrum, haydi git; ya gazi ol ya şehit!' dualarıyla göndermişlerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı sonunda alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi; şahsıma en aziz bir borç bilirim.' ifadelerinde anlamını bulan Kahraman Ordumuz ve onun özü Yiğit Mehmetçik; tarihimiz boyunca sergilediği destansı kahramanlıklarla 'Gazi' unvanını taşımayı, anasının ak sütü gibi hak etmiştir" ifadelerini kullandı.
Mevzubahis Kürtler ise gerisi teferruat oluyor şimdi de.
İdlib’te gerçekleşen hain saldırıya tepki, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bölgede başlattığı Bahar Kalkına Harekatına ve mücadelesine destek amacıyla Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası girişimleriyle Kırıkkale’de bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri TSO’da bir araya gelerek ortak basın açıklamasında bulundular. Birlik beraberlik mesajının verildiği toplantıda ‘Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ sözü hatırlatıldı.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde, Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası’nın girişimleriyle; Kırıkkale Barosu, Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği ve bağlı meslek odaları, Kırıkkale OSB Yönetim Kurulu Başkanlığı, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi, MÜSİAD, ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, TÜRK-İŞ, KAMU-SEN, Türk Metal Sendikası İl Temsilcilikleri, TOBB Kırıkkale Kadın Girişimciler Kurulu, TOBB Kırıkkale Genç Girişimciler Kurulu, Ziraat Odası, Mimarlar Odası, Emekliler Derneği, Vatan İçin Can Verenler Derneği ve Tüm Muhtarlar Derneği ortak bir basın açıklamasında bulundu. TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Varlı, Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Harun Sümer ve Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Başkanı Süleyman Köstekli başkanlığında yapılan toplantıda Kırıkkale STK’ları olarak Devletimizin ve Ordumuzun yanında olunduğu hatırlatıldı.Toplantının TOBB önderliğinde 81 İl’de Türkiye’nin önde gelen 30’a yakın meslek örgütü, sendika konfederasyonu ve sivil toplum kuruluşunun hep birlikte bu açıklamayı yaptığına vurgu yapan TSO Başkanı Varlı “ Bizler, her kritik dönemde milletimizin ve devletimizin yanında durduk. Üstlendiğimiz sorumluluğun hakkını vererek hareket ettik. Bugün de, İdlib’te gerçekleşen hain saldırıya ilişkin, ortak tepkimizi gösteriyoruz. Öncelikle vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman askerlerimizin ruhları şad olsun. Rabbim şehitlerimizin mekânını cennet, eylesin. Yakınlarına sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar nasip eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Askerlerimiz İdlib’de, hem ülke sınırlarımızı ve hem de mazlumları korumaktaydı. Zira Suriye’de yaşanan zulümlere, yüzbinlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine, dünya sessiz kaldı”.“Türkiye’nin barış ve huzur odaklı çabalarıysa, ne yazık ki, pek çok ülkede karşılık görmedi. Buradan tekrar sesleniyoruz. Karşımızda, insanlıktan nasibini almamış, tüm ahlaki, insani ve dini değerleri hiçe sayan, kendi yurttaşlarını bile topraklarından eden, canlarına kasteden, zihniyete sahip bir rejim bulunuyor. Suriye’yi her geçen gün daha da ağır bir yıkıma sürüklüyor. İşte rejim güçleri son olarak da, yapılan anlaşmalara uymayarak, askerlerimizi kalleşçe pusuya düşürdü. Bu saldırı, asla kabul edilemez. Dolayısıyla, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim unsurlarına karşı sessiz kalmamız beklenemez. Tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur”.“Türk Devleti ve Ordusu, bugüne kadar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir. Elbette bu acımasız saldırının sahipleri bunun bedelini ödeyecektir. “Bahar Kalkanı” harekâtıyla da bu bedeli ödemeye de başlamışlardır. Şunu da herkes bilsin ki, biz, her türlü zorluğu aşmasını bilen bir milletiz. Mevzubahis vatan olunca, tüm siyasi ve fikri ayrılıkları bir tarafta bırakırız. İşte şimdi de birlik ve beraberlik içinde hareket ediyor, sabır ve dayanışma gösteriyoruz. Ülkemizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün her zamankinden daha güçlü şekilde biriz, bütünüz ve birlikteyiz. Türkiye’nin tüm kesimlerini temsil eden Mesleki ve Sivil Toplum Örgütleri olarak, bayrağımızın altında kenetlendik. Katil rejime karşı kararlı şekilde mücadele eden devletimizin ve kahraman ordumuzun yanındayız. Alınacak her kararın, atılacak her adımın arkasındayız. Cenabı Hak ülkemizi korusun, milletimizin birliğini ve dirliğini muhafaza etsin, ordumuzu muzaffer kılsın” dedi.
İdlib’te gerçekleşen hain saldırıya tepki, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bölgede başlattığı Bahar Kalkına Harekatına ve mücadelesine destek amacıyla Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası girişimleriyle Kırıkkale’de bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri TSO’da bir araya gelerek ortak basın açıklamasında bulundular. Birlik beraberlik mesajının verildiği toplantıda ‘Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ sözü hatırlatıldı.
Vatan mevzu bahisse, gerisi teferruattır “ sözünde yatıyor çözümü…
Yakın zamanda bu söz, Afrin harekâtı vesilesiyle defaatle tekrarlanıyor. Zaten, bir ‘harp hali’ sözü değil mi bu? Beka alarmı veren söz… () (Gerçi, askerlik işi de müthiş bir teferruat titizliği icap ettirmez mi? İyi strateji, ‘tümdengelimci’ bir kesip atmayla değil, teferruattan süzülmüş bilgiyle kurulmuyor mu?)
Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır elbette, akp ile kemalistler arasındaki demokratik fark da uçup gitmektedir böylece.
Evet, "Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır…"
23 nisanda “” sorusunu yeniden sormak gerek demek ki bundan böyle; çocukların ve çocukluğun her bakımdan tarümar edildiği değil sırf, daha da ötesinde derinlerdeki ayrımcılıklarla “” olarak cezalandırıldıkları ve “koca adam gibi” göründüklerinde de hesapsız ve sorgusuz ve dahi hukuk nezdinde sucsuz ve cezasız kalacak şekilde katledilebildikleri de unutulmasın diye.
23 nisan’ı bir “çocuk bayramı”na dönüştürmeye kalkışmış olan “ulusal egemenlik” zihniyeti, öyle anlaşılıyor ki yine bu vesileyle aslında kurucu travmalarını ve korkularını bastırmayı istemiştir. Vatan, burada, artık görünür olarak kastettiği anlamdan ibaret olarak da değil, bastırılan korkuların, toplumsal travmaların ve suçların karşılığı olarak da işlev görür. Bundan dolayı, kurucu zihniyetin çocuklara armağan ettiği bu bayram gününde, eğer gerisini teferruata dönüştüren bir mevzu bahisse (ki mevzu doğası gereği her zaman bahistir, fakat belirli bir zamanda beliriş şiddeti farklılık gösterir), doğrudan refleksler harekete geçecek ve çocukların kafaları patlatıp cansız bedenlerini orta yerde bırakabilecektir.
Mevzubahis vatansa; gerisi teferruattır
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin Irak'ın en gelişmiş ilişkileri bulunan ve en çok ticaret yaptığı ülke olduğunu ifade ederken, bugün gelinen noktada, bunların hiçbir öneminin kalmadığını ve hiçbir seçeneğin göz ardı edilmediğini söyledi. Tüzmen, “mevzu bahis vatan ise gerisi teferruattır” dedi. Tüzmen, Türkiye'nin, Irak'ın diğer kesimleri ile ticari ve ekonomik ilişkileri sürdürme kapasitesine sahip olduğu ve bunun alt yapısının önemli ölçüde hazırlandığının görüleceğini bildirdi. Tüzmen şöyle konuştu: “Ağır elimizi kaldırdığımızda, Başbakanımız'ın dünkü konuşmasında işaret ettiği ekonomik tedbirleri hayata geçirdiğimizde, sınırın öbür tarafında 2003 sonrasında ulaşılan göreceli istikrarın ve refahın kısa süre içerisinde ne hale geleceğini hep birlikte göreceğiz. Halil İbrahim Gümrük Kapısı'ndan anlık gerekçelerle yükselterek tahsil ettikleri gelirlerle yönetimlerini sürdürmeye çalışanların, nasıl bir akıbetle karşılaşacakları görülecektir. Türkiye'nin Irak'ın diğer kesimleri ile ticari ve ekonomik ilişkileri sürdürme kapasitesine sahip olduğu ve bunun alt yapısının önemli ölçüde hazırlandığı görülecek” diye konuştu.
söz konusu vatan ise gerisi teferruat mıdır
Bu "muhalif" çevrelerin anlatısına göre; AKP ve R. T. Erdoğan’ın sürekli bir "gizli ajandası" vardır. Liberal batı değerlerine yanaştığı, demokratik reformcu politikalar izlediği ilk yıllar bile, bu gizli ajanda gereği yapılmış takiyyeler olarak anlatıya girmiştir. Yani bir "mühendislik hesabı" ile adım adım ilerlenmiş ve bugüne varılmıştır…